30 Ekim 2009 Cuma

selam

Yağmurun sesine bir dakika bırak. O'na ada o dakikayı, bak ne var ne yok. Yaşa; ama çoklukla, tek bir noktaya iğne gibi, ve yaşa. Emirse emir! Emrediyorum o zaman söz dinle, hali hazır da bilmem kaçyüzmilyon dakikadan biri 5 kuruş atmak gibi. Şüphelerim keyifli.
İyiyim bu ara bulaşma bana. Herşey elinin altında fazla kurcalama. Sana istediğin herşeyi anlatırım ama yerinden kalkma, gözlerini benden ayırma. Doğrudan sana ok gibi, eğitilmiş maymun misali. Selamım sana murat I, II, III ve IV. Bu akşam sana saygı duruşundayım.

5 Nisan 2009 Pazar

silahsız savunma


benden biraz uzaklaş artık bi köy bul atla karavanına git
sonra oranın köy olduğunun farkına var adına her türlü güçlü sözler yazıldı
daha ne istiyorsun düşmanların soyut kavramlardan öteye gidemedi
düşmanında yok ki yegâne huzur sendeyken neden hala huzursuzluğun simgesi olmakta direniyorsun? kendine bi iş bul, sosyalleş kaynaş senin için var olan sana kendini adayan o insanlarla amaçlarının farkına var onlar senden bir parça istemiyor sadece yollarına barikat kurma istiyorlar panzerlerini üzerlerinden çek belki çalıştırmıyorsun ama o panzerler onları yeteri kadar geriyor.... Kaç kişi kalem kırdı haberin var mı, kimler kimleri harcadı?
neyse sen ordasın hepimizin olmak istediği yerde ne diye paylaşasın, birileri için kendini niye kasasın? sen nasılsa paşasın. Hadi biraz suçla taçlandıralım bu durumu belki bişeyler değişmez değişmesinde kalsın böyle güzel,
başka bir zamanda başka bir yerde görüşmemek üzere h......


Fotoğraf: Venelin Kostadinov

3 Nisan 2009 Cuma

ehh be!

suç üstüne suç sonsuz gerginlik bilinçaltı had safha!
bi dur ya bi dua oku rahatla!
kendi duanı oku ama kendini gerçekleştirdiğini
yapma bana anayasa kitapçığı
dilenci edebiyatın uzaktan seyretsin bizi
kumanda panelini bi düzenle
hesabını kitabını yap
gerekirse yardım al
olmadı hesabını kapat..



Fotoğraf: Dilara Altuğ

22 Şubat 2009 Pazar

yeter!

artık saçmalamayı ve komik olmayı bırakalım (mizahı kaybetmeden..)

13 Şubat 2009 Cuma

oh' my gosh!

Tanrı önce dünyayı yarattı, baktı çok çıplak bitkileri yarattı, baktı çok durgun hayvanları yarattı. Birşeylerin eksiikliğini hissetmiş olacak ki insanı yarattı; erkeği. Baktı o da çok yanlız kadını yarattı, sonra iyi hissetmiş olacak herhalde, en büyük sanat eserini vermişti. Herşey iyi gidiyordu herkes(herşey) işini kusursuz bi şekide yapıyordu. Arı nedenini bilmeden balını üretmeye devam etti, örümcek neden hayatı boyunca ağ ördüğünü hiç sorgulamadı, ayı arıların balını çalarken hiç hırsız hissetmedi, haksız kazancını sorgulamadı, bu böyle binlerce yıl yürüdü gitti. Tanrı herşeyi o kadar kusursuz yarattı ki..

Hiç bir canlıya düşünme hakkını vermedi..
İnsan; ilk başkaldırıyı insan yaptı. Tanrı hemen durumu kontrol altına almak için uygulamaları gereken yasa kitapçığını hazırlattı. Tanrı insanı inan öldürsün diye yaratmadı mesela, başardı bir takım şeylerin önüne geçmeyi ama insanda daha ileri gitmeyi başardı. İnsan sorgulamaya, yok saymaya, tanımamaya kadar vardırdı işi, hepsini yaptı. Örümcek ağı düşünmezken, arı arı gibi çalışırken, ayı bala taparken insan hayvani duygularına karşı geldi, farkında olmadan yapması gereken 3-5 şeyin bile farkına varıp önüne geçmeyi başarı saydı. Örümceğin, arının, ayının yapamadığını yaptı! İnsan ilk başkaldırıyı yaptı! Onur dediğimiz insan mamülü duyguyla aç kalmayı ve cinsel arzularının önüne geçmeyi başardı. Daha da ileri tanrının güçlerine göz dikti yoktan var etmeye başladı.. eşcinselliği yarattı mesela tanrı ne insanı insan öldürsün diye yarattı ne de erkeği(kadını) erkek(kadın) becersin diye.
Tanrı insanın karşısında daha zayıf, bozulan dünyanın dengesi değil, bozulan insanın dengesi. Tanrı bunun önüne geçemedi, Tanrım, üzgünüm yenildin.. Biz daha güçlüyüz..
Anne olmaktan, baba olmaktan çoktan vazgeçtik. Biraz işine karıştık ama idare edeceksin artık..



Fotoğraf: Alexa